Merhaba,
Ben sizlerle bambaşka bir mecradan bir konuyu paylaşmak için buradayım.
Ben kimim? Türkiye’de neredeyse yüzlerce olan kozmetik ve kişisel bakım bloğu yazarlarından biriyim.
Ben ne yaparım? Denediğim, kullandığım ürünler ile ilgili incelemeler yayınlarım.
Şimdi düşüneceksiniz ne işi var Blog Hocam gibi bir sitede benim gibi bir yazarın?
Çünkü gerçekler önemlidir, ben de az da olsa sizleri uyarmak ve doğru yanlış anlatımları anlamanız için minik ipuçları vermek istiyorum.
Türkiye’de on binlerce blog var. Çok ciddi bir pazar ve bu pazarda gerçek yazarlar da var sadece ürün gelsin, reklam yaparak ben keyfime bakarım diyenler de. Benim blog yazmaya başlama maceram; atopik ciddi hassas bir cilde sahibim. Bu cilde sahip kişilere, çok ciddi gözüken bir yazarın önerdiği ve “mutlaka kullanmalısın muhteşem dediği bir krem”, cildimde 2 ay boyunca sürecek ciddi bir deformasyona sebep oldu. Araştırdığımda, benim gibi kişilerin asla kullanmaması gerektiği ve ciddi hasara sebep verebileceğini acı bir şekilde öğrendim.
Bir kadının en büyük zaafı kozmetik ve kişisel bakım ürünleridir. Çok büyük takipçili kişilerin peki önerdiği her ürün muhteşem mi gerçekten?
Maalesef değil. Firmaların, kozmetik ve kişisel bakım tanıtımlarında değer verdikleri sadece sayılardır. Bir ürünü tanıtan o, çok büyük takipçili kişilerin %60’ı emin olun o muhteşem dediği ürünü denememiştir bile. Ancak yaptığı pr çalışması gereği, ona sunulan metni paylaşmak suretiyle, bunu sizlerin bilinç altına işletir ve belki de hiç ihtiyacınız olmayan bir ürünü size aldırır. Bu yazıyı okuyan bayanlar açın bir bakın çekmecenize. Bakalım alıp sonradan neden ihtiyacım vardı buna aldım, dediğiniz kaç yüz liralık ürününüzü göreceksiniz. Muhteşem denilmiş bir şampuan saçınızı dökmüştür, gene harika ötesi herkeste olması lazım denilen bir krem cildinizi bozmuştur veya harika denilen bir kozmetik ürünü aslında hiç mükemmel değildir.
Burada ne yapılması lazım? Bloglara güvenmeyecek miyiz sorusunu sorabilirsiniz. Okuyun, illa çok takipçili olması lazım değil bir kişinin. Ciddi yazan, ciddi yorumlayan öyle çok kişi var ki blog denizinde. Bu denizde, sürekli günün kargosu hashtagını kullanmayan birilerine mutlaka denk gelirsiniz. İşte o kişiler gelen ürünleri deneyimlemeden, günün kargosu başlığına almazlar. İnstagram ve diğer sosyal medya hesaplarına dikkat edin. O muhteşem dediği ürün kaç kez görsellerinde yer almış. Firmanın yazdığı çok belli açıklamaların dışında, ciddi anlamda kullandığını gösterebilmiş mi? Benim gibi bir yazarsınız diyelim, asla yılmayın. Ben çok yıldım. Nasıl bunun kadar kötü bir ürüne, muhteşem diyerek insanları alışverişe zorlarlar, nasıl bir firma bu kadar basite indirgenmiş, bir tanıtım yapar dedim bir çok kez. Ancak sonra önemli olan konunun, gerçekten yazmak olduğunu anladım. Gerçek bir yazarsanız, yazdıklarınızın arkasındasınızdır. Tüm önerdiğiniz ürünleri bir çok görselinizde kullanmışsınızdır. İnsanlara tüketmeyi değil, gerçekten ihtiyaç doğrultusunda alışveriş yapmayı teşvik etmişsinizdir. Bir firma size ürün gönderdiğinde, o ürün eğer kötüyse bunu çekinmeden söyleyebilecek cesaretiniz vardır. Bir bayanın veya bir erkeğin, kişisel bakımı için harcayacağı ve alacağından fazla ürününüz varsa eğer çekmecenizde, iyice bir düşünün. Onları size tavsiye eden kişi veya kişiler gerçekten kullandı mı ki hemen gidip aldınız?
Lütfen artık ciddi yazan, ciddi deneyimleyen kişilerin yorumlarını dikkate almaya başlayın. Para kolay kazanılmıyor, tüketmek adına harcama yapmak yerine, ihtiyacınıza yönelik araştırma yaparak alışveriş yapmaya başlamak için hiçbir zaman geç değildir.
Bana bu imkanı verdiği için Bloghocam ‘a çok teşekkür ediyorum.
Yazar hakkında: Bu yazı Sevdaninzillisi sitesi sahibi Sevda Göksel tarafından Blog Hocam için yazılmıştır.
0 yorum